Genç yaşımda ona güvenmiş ona tutunmuştum

Ama bir şey vardı… O çok kıskançtı. Kendi ailesinden, hatta selam veren arkadaşlarımdan bile beni kıskanırdı. Bazen bu yüzden büyük kavgalarımız olurdu. Ben de ondan geri kalmazdım; eski eşiyle konuşmak zorunda kaldığında deliye dönerdim, konuşma bitene kadar başında dikilirdim.

Her gün bana çiçekler, küçük sürprizler yapardı. “Seni sevmelere doyamıyorum,” derdi. Kendimi dünyanın en mutlu kadını gibi hissediyordum. İş için başka şehirlere gitmesi gerekirdi ama çoğu zaman ben de onunla giderdim.Bu defa İzmir’e gidecekti. İlk kez bana birlikte gelmemi teklif etmedi. Bu bana çok tuhaf geldi. İçim sıkılsa da belli etmedim. Hazırlandığında, tam çıkarken bana “Aşkım, sen de gelmek ister miydin?” dedi. Bu söz beni daha da şüphelendirdi.

“Yok canım, İzmir çok sıcak olur şimdi, keyfim de yok,” dedim.
“Tamam o zaman, sen dinlen, keyfine bak. Beni çok özle,” diyerek öpüp gitti.
Reklamlar